Tatar göçünün ikinci büyük dalgası, yukarıda bahsettiğimiz efsaneye çok daha yakın. Takip eden yüzyıllarda Tatarlar, Polonya ordusunun yanında savaştıkları için şövalyelik, ünvan ve arazi ile ödüllendirildi. Sonuç olarak, Tatarların Polonya’ya yerleşmelerine sebep, bir anlamda Jan III Sobieski oldu. Bu Sobieski’nin, Polonyalı seçkin sınıfın, Tatarların asil olma hakkını sorgulamaya başladığı, 17. yüzyılda ortaya çıkan isyanları yatıştırma yöntemiydi. Tatarlar, bugünkü Belarus sınırında bir yerleşim bölgesi, yani Polonya’daki en büyük Müslüman kültürü merkezini oluşturdular. Burada yaşayan halk, genellikle Lipka Tatarları (Polonya-Litvanya Birliği’nin Litvanya tarafının halkı olarak), Polonyalı Tatarlar, Lipkowie veya Müslümanlar olarak adlandırılırdı.
2. Kim onlar?
Etnologlar, onları ayırt edici bir azınlık olarak üç temel özelliklerine göre tanımlıyor. Öncelikle, Tatarlar Polonya’daki bir başka gruba benzemiyor. Müslüman olmaları sayesinde kendi özgün kültürlerini korumayı başardılar.
İkinci özellik, Etnologlar tarafından “Tatardaşlık” adı verilen bir terminoloji, Tatarların endogami (iç evlilik) konusuna oldukça önem vermesinden kaynaklanıyor. Tatarlar, benzer fiziksel özelliklere sahipler (hafif çekik gözler, belirgin elmacık kemikleri, uzun boyları ve esmer tenleri).
Lipka Tatarları'nın kimliklerine dair üçüncü belirgin özellik ise, Polonyalı olmaları. Çünkü, Tatar toplumu Polonya’da 600 yıldan uzun zamandır yaşıyor, Lehçe’yi ana dilleri olarak konuşuyor ve Polonya tarihinin en önemli dönemine katılımlarından dolayı, kendi askeri mitlerini yaratmış durumdalar. Kendilerini, Polonyalı Tatarlar veya Tatar bölgesinin Polonyalılar’ı olarak görüyorlar.
2011 yılında yapılan son nüfus sayımına göre, bugün Polonya’da (her ne kadar bilgiler 1500 ile 5000 arasında değişiyor olsa da) yaklaşık 2000 Tatar yaşıyor. Bugün Polonya’da yaşayan Tatarların çoğunluğunu, 17. yüzyılda göç eden Tatarlar değil; II. Dünya Savaşı sırasında, büyük kayıplar veren ve savaş sonrası ülkesine geri dönen Polonyalı Tatarlar oluşturuyor.
Tatarların yarısından fazlası, Białystok bölgesinde yaşıyor. Geri kalan kısım ise, birçok farklı bölgeye dağılmış durumda: Tricity, Mazury ve hatta Polonya’nın batı bölgesi (Gorzów Wielkopolski). Tatar kültürünün yoğun olarak görülebileceği iki küçük kasaba var: Bohoniki ve Kruszyniany. Her ne kadar, buralarda çok fazla nüfus kalmamış olsa da, Tatarlar Kurban ve Ramazan Bayramı gibi Müslüman geleneksel dönemlerinde buralarda bir araya gelerek adetlerini yerine getiriyorlar.
3. Ramazan ve Kurban Bayramları
Polonyalı Tatarlar, dini geleneklerini istikrarlı bir şekilde devam ettiriyor. İlginçtir ki, Polonya’da hayvan katliamı ile ilgili yasalar, geçtiğimiz yıl daha da sıkı bir hale gelmiş olmasına rağmen bu gelenek, standartların dışına çıkan yöntemlerle yapılmaya hala devam ettiriliyor.
4. Camiler
Polonya’da var olan beş camiinin ikisi, Polonya’nın doğusunda bulunan Tatar yerleşim yerinde bulunuyor. Camilerin ikisi de yerel halk tarafından yapılmış; ancak muhtemelen, İslami yapılar konusunda pek bilgisi olmayan Yahudi halk tarafından yapılmış olsa gerek, çünkü cami mimarisi çevredeki Katolik ve Ortodoks binalarla benzerlik gösteriyor.
Kruszyniany’de bulunan cami, varlığını 18. yüzyıldan bu yana koruyor. Dışarıdan bakıldığında bir Katolik kilisesini andırıyor. Ziyarete açık olan cami, Tatar toplumunun tarihine dair birçok ilginç hikayeye tanıklık etmiş.
Bohoniki’de bulunan cami ise daha küçük, ancak mimarisi geleneksel camilere daha çok benziyor. 1873 yılında yerel halk tarafından inşa edilmiş. İkinci Dünya Savaşı sırasında zarar gören yapı, savaş sonrasında Tatarlar tarafından orijinal şeklinde yeniden yapılmış.
5. Mezarlar
Bu iki kasabada Tatarlara özel iki ayrı mezarlık bulunuyor. İslami kurallara göre düzenlenmiş mezarlarda iki adet taş bulunuyor. Büyük olan mezarın baş tarafını gösteriyor ve her mezar Mekke’ye dönük durumda. Son yıllarda yapılan mezar taşlarında Hıristiyan geleneklerine benzer motifler ve ayrıca Kuran’dan ayetler bulunuyor. Buradaki mezarlıklar, özgün karakteristik özellikleriyle ilginç bir manzara oluşturuyor.
6. Tatar Yurdu
Tatar Yolu’nu ziyaret edip de Tatarska Jutra’ya gitmemek olmaz. Tatar tarihi, kültürü ve mutfağını yaşatmak ve tanıtmak için her şeyi yapan Dżenetta Bogdanowicz ve ailesi tarafından yürütülen bu yerde ziyaretçiler, uzun bir yürüyüş sonrası dinleniyor, özgün Tatar mutfağı geleneklerine göre hazırlanmış lezzetleri deniyor ve en yeni Tatar bayram ve festivallerinden çekilmiş film ve fotoğrafları izliyorlar. Burada, ayda birkaç kez Tatar mutfağına ait lezzetlerin yapıldığı atölyeler düzenleniyor.
7. Tatar Mutfağı
Tatar Mutfağı apayrı bir makaleyi hak ediyor, yine de burada bahsetmeden geçmek olmaz. Tatar Yolu’nun olmazsa olmaz etaplarından biri de Tatar mutfağını deneyimlemek.
Pierekaczewnik
Pierekaczewnik, klasik bir Tatar lezzeti, genellikle Ramazan Bayramı’na dair geleneksel bir tat. İsmi her ne kadar Pierekaczewnik olsa da, aslında bildiğimiz börek. Tatlı (lor peyniri, kuru üzüm, kuru erik) ya da tuzlu (kuzu, dana, kaz eti, hindi) içlerle hazırlanabilen bu börek, bakır tepside iki saat süreyle pişiriliyor. Biraz ağır, ancak kesinlikle lezzetli bir börek.
Patatesli kek ise, yapması en kolay tariflerinden biri, ama Tatarlar kendi usullerine göre yaptıklarında kekin lezzeti bambaşka bir hal alıyor.
Kołduny
Kołduny, etli hamur anlamına geliyor. Yani, aslında çok iyi bildiğimiz kıymalı poğaça. Özellikle, Litvanya ve Kuzey Doğu Polonya’da çok sık görülüyor. Tatar versiyonu ise biraz farklı. Nedeni ise, kıymanın yanı sıra harca, biraz et suyu da ekliyor olmaları. Tatar Yolu’nda çok farklı hamur işleri bulmak mümkün: Kibiny, Pieremiacze, Cebulniki, Jeczpoczmaki, Samsa, Kartoflaniki, Czebureki ve Mantı.
Çak Çak ve Helva
Çak çak, Tatar mutfağının tipik şekerlemelerinden birisi. Lezzeti kadar kalorisi de yüksek olan helva, bal ve yağa batırılmış üzüm ve kuru yemişlerden oluşuyor. Çak çak ve müthiş lezzetli Tatar Helvası, Tatar Yolu’nda kolayca bulunabilecek lezzetler arasında yer alıyor.
9. Ünlü Tatarlar
Geçmişten ve günümüzden birkaç ünlü de Tatar köklerine sahip. Örneğin;
Charles Bronson – Asıl ismi Karol Buczynski olan ünlü oyuncunun elmacık kemikleri ve gözlerinin çekikliği, genellikle onun Meksikalı veya Günay Amerikalı olduğu izlenimini uyandırsa da, kendisi Litvanya’da yaşayan Lipka Tatarlarından geliyor.
Henryk Sienkiewicz – Polonyalı yazar ve Nobel Ödülü sahibi. Babası Lipka Tatarları soyundan geliyor.
Magdalena Abakanowicz - Heykel yapımının geleneksel alanını aşan çalışmalarıyla tanınan, Polonya'nın uluslararası üne sahip sanatçılarından biri. O da Tatar kökenli bir aileden geliyor.