Juke? Footwork?
Juke ve Footwork, 21. yüzyılda ortaya çıkan müzikal olgular... Fakat, ne olduklarını anlayabilmek için, zamanda biraz geri gitmek gerekiyor. ‘70 sonları ‘80 başlarında, New York ve Şikago'daki dans kulüpleri, yeni bir müzik türünün ortaya çıkışına şahit oldu. Disco, Soul, Funk, Hip-hop ve elektro arasındaki gerilimden House müzik doğdu. Tüm bu sesler Ron Hardy, Marshall Jefferson ve House müziğin diğer babalarının setlerinde yankılandı.
Dünyanın her yerindeki plakçıların müdavimleri, Şikago house olarak bilinen bölüme aşinadır. Bu şehrin müzik prodüktörleri, derin ve sıcak tınıları, serin ve ham seslerle karıştıran, son derece özgün bir müzik yarattılar. Açıkça söylemek gerekirse, bu sıcak uslup Deep-house'a dönüşürken, saldırgan ve kirli olan ise Ghetto-house'da yankılandı.
Juke ve Footwork de işte bu kirli Ghetto-house’dan evrildi. Bu 'mikrojanraların' ayırt edici özellikleri, senkop ritimleri, tekrarlar ve 150-ve-üstü vuruşlarla son derece hızlı tempoları. Aynı zamanda kirli ‘kick’leri, (aşırı) güçlü basları* ve de kaba ve genelde cinselliğe gönderme yapan sözleri ile 'yabani'ler.
Müzik, ihtiyaçtan doğdu ve başta dans kapışmalarında çalınırdı, ismi bu yüzden Footwork yani “ayak işleri”*. 2010'da Avrupalı yayıncı Mike Paradinas, Avrupa'da bu müziği tanıtmaya başladı. Polonya Juke'unun kurucusu, Polonyalı DJ ve müzik eleştirmeni Pawel “Paide” Dunajko şöyle diyor:
Footwork/Juke kültürüyle ilk karşılaşmam tamamen bilinçsizceydi. 2010'da Footwork DJ Nate'in Hatas our Motivation EP'sini dinledim. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Avrupa kelime dağarcığıyla ne olduğunu anlamaya çalıştım ve aklıma soyut Hip-hop ve Dubstep geldi.
Daha farklı ve bilinçli bir keşfi, Addison Groove'un Marry Anne Hobbs için yaptığı ikonik setle yaptım. Addison, Şikago Juke'unun Avrupa kulüp müziğine nasıl bulaştığını gösterdi. Sanırım pek çok elektronik dans müziği hayranı bunun bir çığır açtığını, Dubstep ve onun çeşitli karışımlarının hüküm sürdüğü Avrupa sahnesine gerçek anlamda yeni bir şeyin geldiğini hissettiler.
Everybody Loves an 808
Bundan kısa süre sonra, Avrupa ve Asya sahnelerinde de ilk partiler düzenlenmeye ve direk olarak Şikago olgusunu anımsatan prodüksiyonlar yapılmaya başlandı. Peki, Polonya'yı etkileyen bu Amerikan olgusunun özellikleri neler? Paide şöyle ifade ediyor:
Başlangıçta, Polonya Juke ve Footwork prodüksiyonlarının “gerçek” Şikago tarzıyla pek ortak noktası yoktu (ona benzemesi gerektiğinden de emin değilim). Biz çoğunlukla, ona sadece “hızlı Dubstep” derdik. Bu az çok başarılı denemelerde çığır açan, Symbiotic Sound olarak tanınan Łukasz Szyda'nın EP'si Everybody Loves an 808'di.
O, Juke / Footwork müziğini kendine has bir özellikle geliştirmeyi başaran ilk prodüktördü. İşleri, Şikago'da bu kültürün en popüler iki elçisi olan DJ Rashad ve DJ Spinn tarafından da takdir gördü.
Polonya Juke
Polonya Juke Platformu 2012'de yaratıldı ve Footwork fanlarını bir araya getirirken aynı zamanda, işleri Şikago estetiğini çağrıştıran prodüktörleri tanıtıyor. Paweł ''Paide'' Dunajko, Bartosz Hołoszkiewicz ve Mateo ''Synnc'' Kamiński tarafından yönetiliyor. Paide şöyle diyor:
Bana ilham veren ve vermeye devam eden, daha önce duyma fırsatım olmayan, yepyeni bir şeydi: Zor ritimlerin karışımı, son derece ham bir ‘sound’ ve üzerine eklenen dans. Footwork'ün kendi başına bir varlığı olduğunu, müzik ve hareketin karşılıklı olarak birbirlerini tanımladıklarını ve herhangi bir entelektüel üst yapıdan yoksun olduğunu söyleyenler olabilir.
Polonya Juke iki albüm yayınladı. Bunlar yerel sanatçılar tarafından kaydedilmişlerdi: CO Project'den (Mik Musik'de de bulunan Maciej Kujawski) Footwitch EP ve Mikołaj Krencik nam-ı diğer Miko tarafından kaydedilen hit parça “Do They Know Ya”. Her iki kayıt da Bandcamp.com üzerinden ücretsiz olarak dinlenebilir ve satın alınabilir.
18 Polonyalı Juke ve Footwork prodüktörünün kayıtlarının bulunduğu Ghost Traxx albümü 17 Şubat'ta çıktı. Albümün yayınlanmasının ardından 21 Şubat'ta Kraków'da yapılan özel bir partide, Filip Celen tarafından yönetilen Juke Me serisinin de açılışı gerçekleştirildi. Polonyalı prodüktörler, denizaşırı ülkelerde de dikkat çektiler. Juke World Order Volume 1 albümündeki 65 şarkı arasında, üç Polonyalı prodüktörden de parçalar bulunuyor: KR UFO, Musley ve Rhythm Baboon.
Polonya Juke, promosyon ve yayınlar dışında da etkinliklerde bulunuyor. Kurucularından Bartosz Hołoszkiewicz, bir fotoğrafçı ve en sevdiği temalardan biri Footwork dünyasını belgelemek. Kanada ve Japonya'da röportajlar çekti ve fotoğraflarını İngiliz HUCK Dergisi'nde ve Kanadalı The Gazzette'de yayınlattı. Fotoğrafları, internet sitesi Holophoto.pl'de görülebilir.
Hołoszkiewicz seyahatlerini şöyle anlatıyor:
Osaka ve Tokyo'daki prodüktör ve dansçılarla karşılaşmak sıra dışı bir deneyimdi. Daha önce, hayatımda kendi işlerini böylesine tutku ve ilgiyle tanıtan insanlar hiç görmemiştim. Gelecek planlarıma gelince, kesinlikle Footwork sahnesini belgelemeye devam etmek istiyorum. Şimdi sıra, Polonya ve Avrupa'ya geldi. Bu alanda, gittikçe daha fazla şey oluyor ve yeni bir kültürün oluşmasına şahitlik etme şansına sahibiz.
Çeviren ve düzenleyen: Didem Bilgin
kaynaklar: kişisel materyaller, Polish Juke, Holophoto