Festival hakkında daha fazla bilgi için, makalemize buradan ulaşabilirsiniz.
Grzegorz Jarzyna kimdir?
1.İki ayrı oyunla festivale katılacaksınız. Bildiğim kadarıyla Türkiye'de, Türkiyeli izleyici ile ilk karşılaşmanız olacak. Nasıl bir tiyatro izleyicisi ile karşılaşacağınıza dair beklentinizi ve fikrinizi merak ediyorum?
Yeni izleyicilerle tanışıp, onların tepkileriyle kendimi yüzleştirmek beni her zaman heyecanlandırır. Seyirciyle ilgili herhangi bir önyargım yok. Tüm farklılıklara rağmen, Polonya ve Türkiye aynı zamanda ortak noktalara sahip – her iki ülke de bir zamanlar büyük birer imparatorluktu; her ikisi de şimdi ağırlığını biraz yitirmiş durumda ama yine de büyük topraklar; her ikisi de Avrupa’nın biraz dışında kalıyor; her ikisinin de (Almanya ve diğer benzer ülkelerde) büyük diasporaları mevcut. Açıkça söylemem gerekirse, Türk halkının tepkilerini büyük bir merak ve ilgiyle bekliyorum.
2. Dorota Maslowska'nın eserinden uyarladığınız 'Ne Yaptıysak Nafile...' oyununda günümüz Polonyasında bir ailenin hikayesi izleyici ile buluşacak. Oyun üzerinden Polonya okuması yapacak olursanız izleyici için ipuçlarınız neler olur?
Ilk bakışta oyun Polonyalıymış gibi gözükse de, başka kültürlere aktarılabilecek pek çok konu içeriyor – “komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür” anlayışı fazlasıyla evrenseldir. Dorota Masłowska oyununda, nesilleri, dilleri, düşünce ve davranış biçimlerini, farklı günlük yaşam gerçekliklerini birbirleriyle yüzleştirerek, “tipik” ya da “sıradan” Polonyalı diye bir kavramın olmadığını, aslında bizleri birleştirebilecek ve “biz” dedirtecek ortak bir noktanın eksikliğini vurgulamak istedi. Oyundaki her şey korkunç ve abartılı gibi duruyor, ama aslında gün bittiğinde, verilen mesaj daha ziyade olumlu ve inandırıcı. Biz hiçbir zaman: “Aman, ne berbat ülke, ne kötü hayat!”, demiyoruz. Aksine, bu oyun Polonyalı olmanın ve Polonyalılığın tasvip edilişidir. Ama bu kavramlar, 30’lu yaşlardaki nesil için ne yazık ki o kadar açık ya da anlaşılabilir değil bugünlerde.
3. 'Ne Yaptıysak Nafile...' oyununda TR Warszawa ile Berlin Schaubühne am Lehniner Platz'ın işbirliğini görüyoruz. Bu ortaklık nasıl oldu anlatabilir misiniz?
Ortak çalışmalar, yaratıcılık sürecine yeni dinamikler ve boyutlar kazandırdığı için oldukça ilginçtir. Daha işin en başından, büyük ve farklı bir izleyici kitlesine hitaben çalışmaya başlamalı, performans programımıza yeni ve yabancı yerlerde yapacağımız gezileri de dahil etmeliyiz. Ortak çalışmalar büyümeyi sağlar. TR Warszawa olarak bizler, Polonyalı ve diğer yabancı ortaklarla çalışmalar ve projeler hazırlamaya alışkınız – “Nosferatu” da, yine benzer şekilde, Varşova Ulusal Tiyatrosu, Barbicam Tiyatrosu, Dublin Tiyatro Festivali ve Adelaide Festivali ile işbirliği içinde hazırlandı. Sanatsal etkileşim ve büyüme çabalarının yanında, ortak çalışmaların ardında parasal nedenler de yatar elbette – bugünlerde pek çok kimse fonlara ve ortaklıklara başvuruyor; özellikle bizim ortaklarımız gibi önemli ve büyük isimler, yüksek kalitede sunumlar hazırlamaya yardımcı oluyor.