İkinci Dünya Savaşı sonrası ilk yıllarda, yeni otorite, giyimde sosyalist işçi giyim tarzını dayattı. Halk, yoksulluk ve yiyecek yokluğuna karşı farklı arayışlara girdi. Savaş öncesi zarafet ve Yeni Fransız Görünümü’nün modası geçmişti. Moda Polska, 1950’lerde Varşova’da döneminin öncü moda evi olarak kuruldu. Kurucusu Jadwiga Grabowska (”Polonya’nın Coco Chanel’i”), politik tehdit altında bulunulan bir dönem sırasında, özgün fakat uluslararası bir tarzı olan bağımsız bir Polonya yüksek modası yaratmak için çalıştı. Söylemeye gerek yok ama, ürünleri çok küçük bir kesim tarafından satın alınabiliyordu.
Yaşam tarzı dergileri, özel bir nedenden dolayı Polonya moda dünyasının en önemli unsuru haline geldi. Polonya tekstil endüstrisi, Doğu Bloku içinde oldukça öne çıkıyordu, ancak ihracata yönelik konular oldukça zorluydu. Gerekli malzemeleri bulmak çok zordu; genellikle, ya elde yapılıyor ya da kara borsadan temin edilebiliyordu. Batıdan gelen moda dergileri, Brigitte Bardot ya da Sophia Loren gibi simgesel figürlerin kıyafetlerinin taklidini yapabilmek için kullanılıyordu.
Aynı zamanda, yerel yayınlardan veya tanıtım kılavuzunu andıran fotoğraflardan da esinleniliyordu. Moda Polska tasarımcılarından Barbara Hoff, Przekrój dergisinde 1954-2002 yılları arasında proje ve tasarımlarından bahsettiği köşesiyle oldukça tanınır ve takip edilir hale geldi. Hoff, 1964 yılında kendi markası “Hoffland”i kurdu. Böylece, tasarımcısının ismi ile kitle üretimine geçen ilk Avrupa markası oldu.
Stil sahibi bir Polonyalı kadın olan ve Avrupa’yı çok uzun süre gezen Dzidzia Reutt, bu geziler sırasında kocası tarafından farklı kostümler içerisinde pek çok kez fotoğraflandı. Daha sonra bu fotoğraflar, Just being there. Somewhere in Teksas-land sergisinde bir araya getirildi. Reutt, bu kıyafetleri ya arkadaşlarından ya da seyahatleri sırasında satın alıyor ya da benzerlerini yapması için terzisine sipariş veriyordu.
Asi gençlik kültürünün ilerleyişi, daha en başta Polonya modasında iz bırakmaya başlamıştı. Bardot tarzı, “koca saçlar”dan hippi ve punk ruhunu yansıtan vahşi görünümlülerine kadar değişen stillerde anormal saç kesimleri, otoriteler tarafından şüpheli olarak değerlendiriliyordu. Kot bir statü objesi olarak büyük bir heyecanla satın alınır oldu. Ayrıca uluslararası eğilimlere de yerel dokunuşlarla etnik bir hava veriliyordu.
Polonya Halk Cumhuriyeti’nin düşüşünden 25 yıl sonra, modada o günlerden bugüne ne kaldı? Vistula ve Wółczanka gibi bazı markalar devam etti ve hatta büyüdü. Daha genel olarak Soğuk Savaş dönemine dair yaşamın hiçbir hatırası olmayan genç Polonyalılar, dünün yönelim ve tasarımlarını daha enternasyonal Retro tasarımlarla harmanlayarak yineleme eğilimdeler. Yeni nesil, geçmiş dönemler tarafından ideal olarak yeniden yapılandırılan tarzı anımsatma amacında.
Mamafih, geçmişin gariplikleri bugün de devam ediyor. Bunu, Łódź’da bulunan Pan tu nie stał markasının eski logo ve tasarımlarında hissedilen ironik ve şefkatli sahiplenmede görmek mümkün. Cepelia sanat ve el işleri vakfı tarafından yaygınlaştırılan renkli halk motiflerinin daha çağdaş formlarda, internette satılan KBY (Kendi Başına Yap) el işlerinde ve turizm markalarında tekrar görülmeye başlamasını da bir başka örnek olarak vermek mümkün.